DÜNYANIN EN SEVİLEN LEZZETİ: ÇİKOLATA
- Nisa Topal
- 8 Mar 2021
- 2 dakikada okunur
Çikolata… Genç, yaşlı, kadın veya erkek, herkesin ortak tutkusu, tartışmasız dünyanın en sevilen lezzeti. Yüzyıllardır devam eden bu aşk, ilk olarak ne zaman başladı biliyor musunuz?
Çikolata, tropik kakao ağacının çekirdek denen tohumlarından yapılan yiyecektir. Çikolataya istendiğinde fıstık, fındık ve süt de katılır. Çikolata kalori değeri yüksek, enerji veren bir yiyecektir. Çikolata sözcüğünün Meksika yerlilerinin dilinden İspanyolca vasıtasıyla Türkçeye geçtiği belirtilir.
Orta ve Güney Amerika’ya özgü kakao ağaçlarının meyvesinden yapılır. Meyvelerine bakla denir ve her bakla yaklaşık 40 kakao çekirdeği içerir. Toplanan baklalar kurutulur ve kakao çekirdekleri oluşturmak için kavrulur.
Kakaonun sahneye ne zaman geldiği veya kimin icat ettiği tam olarak belli değildir.
Çikolata soğuk ve acı bir içecek olarak başladı macerasına ve özel günlerde ve dini rituellerde “acı içecek” olarak tüketildi. Aztek ve Mayalar, yüzyıllar boyu bu lezzetin keyfini çıkarmakla kalmayıp, kakaoyu ticaretin de baş aktörü yaptılar. Kakao çekirdeği o kadar değerliydi ki, alışverişlerinde para yerine kakao kullandılar. İnanç dünyalarını, kültürlerini de etkiledi kakao.
Aztek mitolojisine göre kakao ağacı, cennette yetişen “İyilik ve kötülük ağacı”nın yeryüzündeki temsilcisiydi. Çikolatanın Kristof Kolomb’un keşif gezisinde fark edilip, İspanyollar tarafından önce Avrupa’ya, oradan da dünyaya yayılması ise çok sonraları, 16. yüzyılda gerçekleşti. Kakaonun Avrupa’ya ulaşması çikolata için yeni bir çağın başlangıcıydı.
Çikolatanın Avrupa’ya ne zaman geldiğine dair çelişkili fikirler olmakla beraber İspanyolların Amerika’ya gelmesinden sonra Avrupa’ya geçtiği fikri en baskın olanıdır.
Bir hikayeye göre Christopher Columbus’un Amerika’ya seyahat eden bir ticaret gemisini durdurduktan sonra kakao çekirdeklerini keşfettiğini ve çekirdekleri 1502’de onunla İspanya’ya geri getirdiği söylenmektedir.
Avrupa damak tadı geleneksel Aztek çikolatalı içecek tarifine çok uymasa da şeker kamışı, tarçın, diğer yaygın baharat ve tatlar ile kendi sıcak çikolata çeşitlerini yaptılar.
Kısa süre sonra Londra, Amsterdam ve diğer Avrupa şehirleri boyunca zenginler için modaya uygun çikolata dükkânları yapıldı.
Çikolata, ilk olarak 1641’de bir İspanyol gemisiyle Florida’ya geldi. İlk Amerikan çikolata evinin 1682’de Boston’da açıldığı düşünülüyor. 1773’e kadar kakao çekirdekleri büyük bir Amerikan kolonisi ithalatıydı ve çikolata tüm sınıflardan insanlar tarafından beğenilmişti. İç Savaş sırasında çikolata orduya prim olarak verildi ve bazen askerlere para yerine ödeme olarak verildi. Çikolata ayrıca II . Dünya Savaşı sırasında askerlere prim olarak da verilmişti.
Çikolata Avrupa’da ilk kez sahneye çıktığında, sadece zenginlerin zevk alabileceği bir lükstü. Ancak 1828’de Hollandalı kimyager Coenraad Johannes van Houten, suyla karıştırılması daha kolay toz çikolata yapmak için kakao çekirdeklerini alkalin tuzları ile çözmenin bir yolunu keşfetti. Süreç “Hollanda işleme” ve kakao tozu veya “Hollanda kakao” adı verilen çikolata olarak biliniyordu.
Günümüzde bazı çikolatacılar hala kendi kreasyonlarını elle yapıyor ve malzemeleri olabildiğince saf tutuyor olsa da, çoğu modern çikolata firması oldukça rafine ve seri üretime sahiptir. Çikolatanın içilebilirliği mümkün olsa da daha çok yenilebilir bir şekerleme olarak veya pasta ve tatlılar gibi pişmiş mallarda tüketimi çok daha fazladır. Çikolata, bazı sağlık otoriteleri tarafında sağlıklı sayılmasa da antioksidan açısından oldukça zengin olan bitter çikolatanın kalp sağlığı açısından faydalı olduğu bilinmektedir.
Comments