Hem tarih hem de bilgi: Sofra düzeni

Hem tarihiyle hem de sofra düzeniyle ilginizi çekebilecek bir haberle geldik! Sunumları güzelleştirmenin, eve gelen misafirlerin ağzını açık bıraktırmanın en önemli özelliklerinden birisi olan çatal, kaşık ve bıçak kullanımıyla ilk adımı atalım dedik. Tabi ki misafirlerimizin ağzını Covid bitince açık bıraktırıyoruz orası ayrı...

İnsanlar yıllar önce de yemek pişiriyordu ve yemek yemek o zaman da bir ihtiyaçtı. Fakat ellerindeki kaynaklar, bu dönemde olduğu kadar gelişmiş ve önlerinde onlara örnek olabilecek bir malzeme yoktu.

Çatal ve kaşıktan önce tarihin ilk bilinenin bıçak olduğunu söylememiz mümkün. Çünkü bıçak sadece yemeklerde değil, doğada ya da insanların doğal ortamında kesici bir alet olarak da kullanılmaktaydı.

Hatta ilk bıçakların ucunun keskin olmadığı bilinmekteydi. Fransız bir Kardinal, yemek esnasında kavga çıkınca insanların birbirlerini öldürdüğünü öne sürerek uçları sivri olan bıçakları toplattırmıştır. Hatta meyve bıçaklarının uçlarının yuvarlak olmasının buradan geldiği öne sürülmektedir.

Günlük bir sofrada çatal, kaşık ve bıçak dizilimine bakalım derim. Sonuçta her gün evimize misafir gelmiyor... Şunu da belirterek başlayayım ki çatal, kaşık ve bıçak dizilimi dıştan içe doğru yapılır.

Çatal dizimi:

Yemek çatalı tabağın sol tarafında, ilk sırada yer alır. Yemek çatalının hemen yanında salata çatalı bulunur. Tatlı çatalı ise tabağın üst kısmında, tam ortada bulunur.

Kaşık dizimi:

Tabağın sağ tarafında ise yemek kaşığı, yanında da çay kaşığı bulunur. Yemek kaşığı son sırada, çay kaşığı ise ortada olur. Tatlı kaşığı ise tabağın üst kısmında son sırada yer alır.

Bıçak dizimi:

Yemek bıçakları, tabağın sağ tarafında ilk sırada durur. Tatlı bıçağı ise tabağın üst kısmında ilk sırada yer alır.

Bundan sonra çatallarımızı, kaşıklarımızı ve bıçaklarımızı bu sıraya göre diziyoruz. Bilmeyenlere de öğretiyoruz!